Elimizde bir hazine var, onun adı negatif, olumsuz olan. Her olumsuz bir olumluyu gizler. O zaman bunun üzerinde yoğunlaşalım. Örneğin “ikili olmak” bunun olumsuz birçok anlamı var. İkili oynama, çelişkiye düşme, dualite sınavları vb. Toplu ulaşım araçlarında saatlerce otururuz, kimi surat asar, kimi uyur. Orada herkesin duyacağı sesler çıkarmak ayıptır. Herkes yüksek sesle telefonla konuşana kızar. Ama bir grup genç çalgılarını çıkarıp neşeli bir türkü söylediğinde insanlar onlara eşlik etmeye başlar. Yaşamımızda cesur adımları atmayı başarmalıyız, kuralların baskıladığı birçok güzelliği ancak böyle keşfedebiliriz. Tanrısallığı ayrı, özel bir zamanda düşünmek de bir kural ama dünyasal işlerin tam ortasında tanrısallığı, manevi duruşumuzu, vicdanımızı çalıştırabiliriz. O zaman ne kadar çok tersliği, belayı def ederiz anlatılmaz. İki işi aynı anda yaparak birçok işi aynı anda yaparak gitmek Yol’da gitmektir.
10 Aralık 2020 Perşembe
15 Eylül 2020 Salı
DERDİNİZ SİZSİNİZ
Gönül kardeşinin elini nefs kardeşi tutmalı. Gönlünüz de nefsinize
elini uzatıp onu yanına çekmeli ya da hiç beklenmedik bir şey olmalı, ölmeden
önce ölüp bu dünyada hakikate doğmalı. Bu dünyada hakikate doğunca, eşyanın
perdesini kaldırınca ölüm kapısından geçtiğiniz gün şenliğiniz olur. Düğün ve
cenaze yer değiştirir. Yeryüzünün ölü damadı yerine gökyüzünün gelini
olursunuz. Derler ki tanrısal diyarlardan kopup gelen özümüz bedenle birleşince
gönül ve nefs ortaya çıkar. Gönül ruh güneşine bakar, nefs yeryüzüne. Gönlün
derdi özün özlemi, nefsin derdi ölüm korkusudur ve bil ki herkes derdinin
seviyesindedir. Hangi seviyede olduğunuzu görmek istiyorsanız derdinize,
uğraşınıza, uğraştıklarınıza bakın. Kimi eleştiriyorsanız gece gündüz kimin
peşine düştüyseniz siz o’sunuz. Tasavvuf ehli dert olarak aşkı seçmişlerdi, Yaradan
aşkını, onların derdi gizemli bir aşktı. Şimdi bir bakın bakalım kendinize siz
neyin peşine düştünüz. Dert edindiklerinize, vakit ve enerji verdiklerinize
bakın bakalım, o düşman diye bellediğiniz, arkasından atıp tuttuğunuz büyüklü
küçüklü diktatörlere, hanenizdeki, yakınlarınızdaki, işyerinizdeki, medyada boy
gösteren bütün despotlara bir bakın onlarda olan sizde ne kadar var görün, ancak
kendinizde gördükçe ilerleyebilirsiniz. Dışarıda olumluya içeride olumsuza
bakılır. Yeryüzünün kötü, yanlış, acı durumuna bakıp iyiyi, doğruyu, sevinci
aramalıyız ve özümüze, içimize baktığımızda gölgelerimizi görmeliyiz. Bedenin
dışında, kendisi de dahil, sonlu ve geçici olanın gerçek bir hedefi yoktur; ama
özümüze açılan gönül kapımızın hedefi sonsuzluk ve özgürlüktür. İnsan nefsinin
gücünü gönlünün hedefine yakıt yapar yapar, onlarla dönüşür, sonra ölür ve
yuvaya doğar.
14 Temmuz 2020 Salı
-neyim neredeyim-
4 Haziran 2020 Perşembe
KENDİNİ BİLMEYİ TANIMLAMAK
Zihinsel akılla düşünenler Kendini Bilme'yi tanımlamanın sınırlamak olduğu sonucuna doğal olarak varır. Oysa sezgisel akılla, yani kalp manyetizmasıyla desteklenmiş duru bir bakışla Kendini Bilme daha çok ilişkinin olasılıklarıyla ve yeni kavrayışlara kapı açarak tanımlanır. Bu nedenle Kendini Bilme bütün zihinsel akılla yapılan tanımların ötesinde olur. Bu nedenle Kendini Bilme sezgisel zihnin tanımlamalarıyla "erenler"in yoluna ışık olur.
30 Mayıs 2020 Cumartesi
KENDİNİ KANDIRMAK YA DA İNCE NEFSANİYET ÜZERİNE
İnce nefsaniyet işini bilir, Yol'a "Yolun Dili"yle ihanet eder; o kadar incedir ki üst dünyaların yüksek zekasını bile kandırdığını sanır. Gerçekteyse kandırdığı kendisidir, düşünce merkezinin biçimlendirme gücü fark edilmemek için Yol'u malzeme yapar; ama onun için asıl sorun malzeme değil, eylemlerin çıplaklığının örtülemezliğidir. Çalışmanın dilini öğrenmiş bir benlik onu elinde oynatır ve o benliğin üst alemlerle, yüksek zekalarla paydaşlığı olamaz. Üst alemlerle tek ilişkisi bencilliğini, çarpıtmasını, birliği yadsımasını idrak ettirecek sınavlara tutulmasıdır.
14 Mayıs 2020 Perşembe
DOKUNUŞLAR
2 Nisan 2020 Perşembe
GÜLDÜRÜRKEN DÜŞÜNDÜRMEK
21 Mart 2020 Cumartesi
KÜRESEL VİRÜTİK SALGIN
Hastalık ve savaşlarla gelen acılar başkalarınca düşlendi, çağrıldı; ama apaçık belli ki senin düşüncen ve çağrın değildi. O zaman korkmana, asıl korkması gerekenlerin korkusunu paylaşmana gerek yok. Acıya yazılmadığın için acılarla ilgili bir kader karesinin doğrudan doğruya içinde değilsin. Bu yüzden acının fiziksel işleri önüne düşmüyor. Buradaki sınavın dolaylı, içsel dayanıklılığın, sağlamlığınla ilgili. Senin sınavın acıların yaşatacağı fiziksellik değil. Gerçekliği yalnızca dışarısı sandığın için acılarla senin payına gelenin fiziksel olacağını sanıyorsun. İçe bakma bilgeliği gösterirsen ve içinde sağlam bir duruş sergilersen dışarıdaki hiçbir güç seninle baş edemez. Yalnızca gözlemle, içini denetle, önüne düşen varsa elini uzat; ama oturduğun yerde kaygı, olumsuzluk üretme. Olumluda kal; olumlu düşünmek aptallık değil, yeryüzünün tek bilgeliğidir.
Küresel virütik salgın bir anti-tezdir. Tez malum, aynaya bakmak yeterli. Adı konmamış toplumsal çılgınlığımıza bir ayar, bir fren, bir uyarı gerekiyordu. Tez, zihinsel aklın hayali, stres yüklü, kendine yabacılaşmış döngüleriydi. Bunlar sözde lüks yaşamın toplumda derecelenmiş dağılımı ve bedelin alt sınıflara (işçi-göçmen, kadın-çocuk) ve doğaya (ekolojik sisteme) ödetilmek üzere oynanan yaşamlardı. Büyük evrensel düzenin karşısında bu oyuncu, anamalcı, analitik, yararcı düzen her zaman kolayca çökmüştür. Büyük evrensel düzen bu kez oldukça nazik davrandı, büyük fiziksel yıkımlar sunmadı. Ama ölüm sopasını göstererek gerçekte olağan olmayan "olağan" yaşamımızı durdurdu. Analitik, yararcı kafa zarardan kar etme peşinde koşadursun yeryüzünde bütüncül, paylaşımcı, sürdürülebilir, evrensel akışa uyumlu düşünce alanları tohumladı. Bu birilerinin istediği için olmadı, ama birileri uyum sağlama çabaları içinde olabilir ve onlar da bütüncül uyumu yakalamalıdır. Bir de sentez vardı, o bundan sonra başlayacak.
İNSANIN HARCI
Uzun yolu seçmek zorunda değiliz: dur, gözle, fark et, yüzleş ve dönüştür. İnsan durup kendini gözlemleyince yanlış yanlarını görür ve onlar...
-
Gülünç olan, birçok kavramdan parça içerir ve onda birçok parça birleşir. Beklenmedik bir durum oluşu gülmece sanatının sürpriz kavramınd...
-
hangisiyim neyim şimdi kimlikte sıra numarası adımı oluşturan harfler mi sayılarla doğmuşum doğru elbet var onların taşıdığı bir ...
-
Yazının bulunuşundan bu yana, yaklaşık üç bin yıldır, kitaplar yaşamımızda ve aslında insanın hızla ilerleyişinin arkasında onlar var. İl...