5 Eylül 2018 Çarşamba

Ne Güzel Çıkıp Geldiniz

Ne güzel çıkıp geldiniz, bize bir adım attınız, yıldızlardan geldiği gibi özümüzün, siz de biz çocuklara oyunu, neşeyi, aşkı anımsattınız. Önce Osiris'tiniz, Hermes, Orfeus, Pisagor…  Sonra Musa'ydınız, İsa, Zerdüşt, Muhammed, Ali… Ne güzel rüzgarınız, betonun, demirin, petrolün, paranın yaktığı alınlarımıza serin geldiniz. Sonra Mevlana'ydınız, Şems, Hallaç, Hacı Bektaş, Yunus…  Sözleriniz soluk oldu, kitaplarınız okyanus… Sonra Şeyh Bedreddin'diniz, Pir Sultan, Katip Çelebi, Montaigne, Bruno, Shakespeare…  Ayırmadan hiçbir insanı, kalıba sokmadan inancı, ne kadar özgürdünüz. Şimdi eklendiniz genç yüreklere, taze sanatlara ruhunuzu üfürdünüz. Bir ölüp bin dirildiniz, kaybolduk buldunuz, dertlere derman oldunuz. Sizinle akınca yol oluyor önümüz, gözlerinizle bakınca bir oluyor yönümüz. Ta ezelden bu yana, içimize yüklü sırdır; her dem uyanır o tohum, şeytan kısırdır.

30 Ağustos 2018 Perşembe

İÇİMİZDEKİ DENİZ VE ERDEMSİZ TEKNOLOJİ


Neyin düşmanı olursan ol aslında kendine kızıyorsun. Neye karşıysan, neye direniyorsan onu çoğaltıyorsun. İçindeki ukala yargıç adli tatile bir türlü çıkmıyor... Dalgalar artınca yeğenim "deniz şımarmış" demişti, evet hepimizin içindeki deniz şımarmış. Acımadan, düşünmeden yargılıyoruz. Demek ki bizi boş ve kırıcı konuşmalardan uzak tutan ve gerçek erdemlere tutunduran bir kültürel ortam içinde değiliz. Erdemleri içimizdeki yalancı çarpıtıyor. İçimizdeki yalancıları kendini bilme çalışmadan susturamayız... Teknoloji ve konfor araçları kendi cağının ruhuna hizmet eder. Erdemsiz bir teknoloji ve konfor hepimizi şımartmış.

27 Haziran 2018 Çarşamba

Toplum ve Birey


İşleyiş olarak insan toplumu karmaşık bir sistem. Karmaşık yapıda uzun süreç içinde ortaya çıkan sorun denilen durumlar, bir tek sonuçla çözülemez. Böyle bir tek dokunuş tüm yapıyı yıkar, bütünü dağıtır. Çözüm duygusunu ve kavramını genişleterek ele alırsak, değişimi süreç içinde görebiliriz. Uzun bir sürecin ilk aşaması fark edilebilirse devamı getirilebilir. Bütünün her bileşeni dönüştüğünde değişim görülür. Her süreç öğreticidir. Zaman denen öğretmen işini eksiksiz yapar.
Beğenmiyorsan bu sonuca ortak olduğun şeyleri değiştir. Her eylemini bütünün hayrına mı, diye özeleştiriden geçir ve daha önce davranmadığın gibi davran. Sonuç beklediğinin aynısı olmasa da değişir. Sınırlayıcı düşüncelerinden kurtul. Karşı konumda gördüğünüz parçaları anlamadıkça onları dönüştüremezsiniz, karşıt oldukça karşı ucu beslersiniz. Her parça sistemin içindedir, bunu anlamak sizi biraz daha özgürleştirir. Sonuç beğenilmiyorsa buna neden olan direngen yanlarımızla yarattığımız değerlerin neleri değiştirdiğini anlamak iyi bir başlangıçtır, az önce sözü edilen dönüşüm örneğidir.
***
Bireysel resmi tarih yazarınızı artık işten atma zamanı geldi. Daha içinde olduğunuz sistemi anlamadan bir üst sistemdeymiş gibi ya da düşsel bir yerdeymiş gibi davranamazsınız. Enerjinizi kendinizi kandırmaya yöneltmek yerine somut koşulların somut çözümlemesine vermek daha doğrudur. Aldığınız kararların bir türlü gerçekleşmediğinizi görerek işi başlamalısınız. Kararlarınız değişirse onlara karşı olanlar da değişeceğinden yeni bir tarih yazıcılığına başlayabilirsiniz.
Batı toplumları bilim, sanayi, siyaset ve sanat üretimleriyle olmak istediğimiz üst sisteme yakın bir yerde duruyor. Sanayi ve siyaset doğru bir ayarda olunca bilim ve sanatta ayarlı oluyor. Silahlı Güçler ve eğitim yapılanması içerik olarak bütünün hayrına dengelenirse devlet yapısı sürdürülebilir oluyor. Toplumsal anlaşma sonrası birey belli oranda özgürleşebiliyor, bir arada yaşanabiliyor. Bu oluşuma işbirliği yapan, karşısındakiyle eşleşebilen, çabalayan, sabreden ulaşabiliyor. Her şeyi hemen isteyen "mızıkçılar" işi kolayca bozabiliyor. Ayırarak kendini var etmek hızlı ama kısır bir yol, mızıkçılar bunu anlamıyor. Ayrıştırarak elde ettikleri hep birlikte kazanabileceklerinden daha az oysa. Oyun çoğu zaman mızıkçılar atıldıktan sonra devam eder.

İNSANIN HARCI

Uzun yolu seçmek zorunda değiliz: dur, gözle, fark et, yüzleş ve dönüştür. İnsan durup kendini gözlemleyince yanlış yanlarını görür ve onlar...