30 Mayıs 2020 Cumartesi

KENDİNİ KANDIRMAK YA DA İNCE NEFSANİYET ÜZERİNE

Kendi yanlışlarını örtecek kutsal malzemeler peşinde koşmana gerek yok. Çünkü hiçbir yalanın bahanesi olmaz ve işini yaptırmak için yüze gülmek bencilce bir çelişkidir. Hiçbir şey içindeki bencilliğini ve insanları kullanma edepsizliğini gizleyemez. Bir bayrak da kutsal bir metin de gönüllerin saflıkla hissetmesini, her şeyin herkesçe bilinmesini uzun bir süre engelleyemez.
İnce nefsaniyet işini bilir, Yol'a "Yolun Dili"yle ihanet eder; o kadar incedir ki üst dünyaların yüksek zekasını bile kandırdığını sanır. Gerçekteyse kandırdığı kendisidir, düşünce merkezinin biçimlendirme gücü fark edilmemek için Yol'u malzeme yapar; ama onun için asıl sorun malzeme değil, eylemlerin çıplaklığının örtülemezliğidir. Çalışmanın dilini öğrenmiş bir benlik onu elinde oynatır ve o benliğin üst alemlerle, yüksek zekalarla paydaşlığı olamaz. Üst alemlerle tek ilişkisi bencilliğini, çarpıtmasını, birliği yadsımasını idrak ettirecek sınavlara tutulmasıdır.

14 Mayıs 2020 Perşembe

DOKUNUŞLAR


Kim bağırır, diye düşündüm. Kuyuda kalan sesini duyurmak ister. Boyut olarak diplerde olanın çırpınışıdır bağırtı. Can yukarıya çıkmak ister aşağıdan. Belli bir boyut yüksekliğinde olan için yasayla aynı düzlemdeyken bağırmaya da gerek yoktur.

Telefonun karşısındaki sesimizi duymayınca bağırırız. Farklı yerde olmak köklü bir ayrılık teması olmuş. Fiziksel dediğimiz kaba frekans havayı kullanır, karşı tarafa ulaşır. Fiziksel bir organik yapıya değer. O değer elektrik akımı olarak sinir ağında değerlendirilir. Dokunmanın bir biçimidir, ses ve onun yükseltilmiş durumu.

Duygular düşüncelerin bedene değmesiyle oluşur. Bu da fiziksel olmayanın fiziksel olana bir dokunuşudur. İnsan bedeni bu ince enerjilere belli tepkiler verir. Zihin beden etkileşimi varlığın gelişimini belirler. İnsan canı ya da varlığı bedenin gücünü duygu yönetimiyle kendisine kazandırır. Doğru düşüncelerle hareket eden insan doğru eylemler yapar. Doğruluk evrensel yasalara uygunluktan başka bir şey değildir.

Kötü bir söz canımıza dokunur. O da yükseltilmiştir ve bir değer, bilgi, içerik taşır. Fiziksel olmayan dokunuş içerir. İnce araçlarla ince dokunuşlar farklı bir ortamdır. Araçlar değişir yasa, kural aynı kalır.

Dokunuşlar çeşit çeşit. Somutun somuta, soyutun somuta ve soyutun soyuta dokunuşlar vardır.

İNSANIN HARCI

Uzun yolu seçmek zorunda değiliz: dur, gözle, fark et, yüzleş ve dönüştür. İnsan durup kendini gözlemleyince yanlış yanlarını görür ve onlar...