Gülünç olan, birçok kavramdan parça içerir ve onda birçok
parça birleşir. Beklenmedik bir durum oluşu gülmece sanatının sürpriz
kavramından aldığı parçadır. Karşıtlık da olanak verir, kutuplardan yararlanır.
Eleştiriden de beğenmeme ve yadırgama alır. Karikatür sanatında da
kullanılan abartmayı çok sever. Benim en
sevdiğim yanı özetlemedir. Gülmece iyice karmaşıklaşmış bir durumu bir iki
cümlede her yönüyle anlatıverir.
Her gülünç olan gülmece değildir. Biri düşer, ağzı bozuk
biriyse küfreder ve siz ona gülersiniz. Gülmece güldürürken bir eksiği
tamamlar, o düşen adam herkesi düşüren adamsa iş değişir. O zaman olaylar
arasında ilişki kurar, düşünmeye başlarsınız. Gülmece sanatı güldürmeden önce
ve güldürürken düşündürür, yani düşünen adamların işidir.
Ne gülünçtür ki kimi zaman gülmeceyi meslek edinenler
gülmeceye karşıdır. Sözgelimi Cem Yılmaz, "Ne yani şimdi bir espri yaptım,
durup ciddi ciddi düşünecek miyim?" diyerek kendisini espri malzemesi yapmıştır. Onu gülümseyerek dinlerken
"Yazık, Nasreddin Hoca'ya, Charli Chaplin'e hiç bakmamış mı?"
demiştim. Cem Yılmaz, 80 Darbesi sonrası yetişmiş bir güldürücü adayıydı,
olağan karşılamıştım. Yaşamın içinde gizli yasalar vardır, bu evrensel yasalar
atasözü ve deyimlerle de anlatılır. Cem'e de "tükürdüğünü yalamak"
yani siyasi bir yanda durmak nasip olacaktı.
Gülmecenin en üst düzeyi içerdiği parça sayısıyla doğru
orantılıdır ve bu güldürürken düşündürmesinde ortaya çıkar. Burada gülmece
şiire yaklaşır, az sözle ve değişik biçimde anlatır. Bir araya gelemeyen sözleri
yan yana getirir, herkesin söyleyemediğini dillendirir ve onların yerine
konuşur. O yüzden gülmece söz sanatıdır, opera gibi bir doruk, sanatsal bir
toplamdır.
Her şey gülmecenin konusudur; ama cinsellik ve siyaset tabu
içerdiği için daha çok konu edilir. Halkın söyleyemediğini gülmece söyler,
duvarı deler. Kimileri gülmece yapana kızar, oysa basıncı azalttığı için ona
teşekkür etmelidir. Gelişmiş toplumlarda gülmeceye önem verilir, siyasetçiler
hoşgörü gösterir. Gelişmiş toplum derken anlayışı kastediyorum, saraydaki
soytarı olarak gülmece hep var olmuştu. Saraydaki soytarı vezirden de üstündü,
düşünce alanı açarak gerçeği görmeyi kolaylaştırırdı.
Gülmece, cesaretten de payını alır, çocukluktan da
"kralın çıplak" olduğunu söyler. Gülmece son gülen siz olun diye
sanattır.