20 Ocak 2023 Cuma

İNSANIN HARCI

Uzun yolu seçmek zorunda değiliz: dur, gözle, fark et, yüzleş ve dönüştür. İnsan durup kendini gözlemleyince yanlış yanlarını görür ve onlarla yüzleşmek istemez. Bilgisi azdır, kullandığı sözcükler, kavramlar dardır. Beden onun için kendisidir, bir özü olduğunun farkında değildir. O özün bir evrensel güç çorbası içinde kaynadığını bilmez. İnsan bedeniyle özü arasında dört elementin karışımıyla gelgit içinde var olduğunu bilmez. Kadim bilgeliğin ateş, hava, su ve toprak dediği dört evrensel gücün işlerini anlamaya girişmez. Dört elementin bir ucuna, olumsuzuna yuvarlanır; ateşle öfkelenir, havayla olmadık hayaller içinde oyalanır, suyla duygu batağında çırpınır, toprakla bağımlılıklara düşer. Kendine kör, gerçeğine yabancı, mutsuz, acılı bir kaderi seçer.

İnsanın harcı dört temel evrensel güçten oluşur.

İnsan kozmolojik bir tanımla bedensel, duygusal ve zihinsel olarak dört elementin üçlü bir karılışıdır. Her üç aşamamızda bir element öne çıkar, bedende su, duyguda hava, zihinselde ateş olabilirsiniz. Adınız, doğum tarihiniz, burcunuz rastlantı değildir. Yaşam sistem içinde sistem olarak yapılanmıştır. İnsan da bundan nasibini almıştır.

Alfabenin dört elementle karılmış harcımız olduğunu kimseye söylemeyin, aramızda kalsın. Maddesel ve ruhsal birçok düzlemde dört tip enerji işler. Ne tür bir yazı kaleme alınırsa alınsın bilim insanları da kadim bilgelik de aynı güçlerden söz eder. Her harfin bir gizemi var, üstelik bu durum doğrudan seninle ilgili.

Çok büyük bir yaratım içinde ilerliyoruz.

5 Mart 2022 Cumartesi

BEDENE VE RUHA YAKLAŞMAK

Zihinsel aklımız sol beynin marifetidir. Analitik bir anlayıştır, matematik, mantık burada çalışır; ne var ki insana yetmez. Sağ beyin yaratıcılık, esinlenme, bütünü görme işini yerine getirir. Günümüz uygarlığı analitik temelde erdemsiz bir teknolojiyi getirmiş, çevreyi ve ahlakı koruyamamıştır. 

Analitik düşüncenin üstünde sistemik düşünce vardır. Sol ve sağ yarım kürelerin birlikte çalışmasıyla ortaya çıkar. Yeryüzünün çevreci, eşitlikçi, bütüncül, erdemli bir çıkışa gereksinimi vardır. Kendini Bilme insanın kendisinin en iyi biçimine doğru çalışmasıdır. 

Beden ve ruhu üzerine belli bir yöntemle yaklaşmasıdır. Bedenle ilgili fikirler, bilinçle ilgili fikirler sistemik yaklaşımla fark edilmelidir. Günümüzde tasavvuf bilgileriyle, koçlukla, NLP ile, spiritüel akımlarla Kendini Bilme bilgileri kullanılıyor. Ama daha ciddi, daha derin bir psikolojik yöntem olarak ele alınmalı.

Kendini Bilme düşünceleriyle insan kaba bedeni içinde ince bir beden hedefler. İnsanın üç katlı yapısında merkezlerin üst bölümlerinde yaşaması ince bedeni oluşturmaya başlar. Olumsuz duygular insanı dibe doğru kaba bir yapıya çeker, kendinin efendisi olma inancını yitiren insanlar bedensel olarak incelemez. Doğal, içi dolu, net olumlu duygular olmadan bu döngüden kurtulamaz. Sözde olumlu duygular, öğrenilmiş kibarlık, yüzeysel barışma ve affetmeler benliklerin oyunlarıdır. Doğal, içi dolu, net bir affetme duygusu, içsel barış gücünü insan özünün ait olduğu yerden, yüksek merkezlerden, sistemin yasalarından alır.


4 Eylül 2021 Cumartesi

ANLATMA ANLAMA İÇİNDİR

Tam da ikiliğin ortasındayken karşımızda biri vardır ve o kendimizi fark etmek için oradadır. Ona, daha doğrusu bir başka yanımıza, kendimizi anlamak için anlatırız. Kendimize doğrudan birinci kişi olarak emredemeyiz, ikinci kişi üzerinden sesleniriz: hadi oğlum, başaracaksın! An bu alemde var olduğumuz nokta ve an için bir başkasına muhtacız. Bu eylem tanrısaldır, teklikle ilgili tek hikayedir.

"Evren atomlardan değil hikayelerden oluşur." diyor Amerikalı edebiyatçı Muriel Rukeyser. Evet, ona katılmamak mümkün değil. Atomu parçaladığımızda bir hikayeye ulaşırız. Önce kocaman bir boşluk, bir alan açılır önümüze; sonrası sonsuz hareketler ve eylemlerdir. Gizemli bir yerden gelen bir bilincin giderek katılaşmasını izleriz. Bu hikayede kozmik zaman, mekan kullanılır. Kişiler ve onların yaşadıkları da kozmiktir. Varoluş serüvenimizin ayrıntılarını merak etmek, kendini aramak kozmik bir tattır.

Evrenin, bütün hikayelerin içimizde olduğunu biliyorum. O yüzden yeryüzünde yürürken başımı, dikkatimi görünmeyen göğe çeviririm ve ona senin uyumundan ayrı düştüğüm her an için özür diliyorum, diye eksiklenerek seslenirim. Duygu ve düşüncelerden oluşan adımlarımı kendime doğru attıkça karşıma çıkan her sahnenin bilinçli kişisi olur, ama anlatıcının da kendim olduğunu hiç unutmayarak sonsuz bir hikayenin içinde akarım.

Hikaye yalnız ben değişince değişir, bunun bir imkan olduğunu o zaman anlarım.

23 Mayıs 2021 Pazar

Kendini Bilmek İçin Ne Yapmalı?

Kendini bilme çalışması bir seçimdir; ama siz onu değil, o sizi seçer. Merakla kendini bilme konularına birçok kişi eğilir, sonra geldikleri hızda uzaklaşır. Yaşamdaki duruşunuz, anlam arayışınız yönünüzü belirler. Kendini bilmenin içine yavaşça çekilirsiniz.

Kendini bilme yoluna girme zamanı belki şimdi gelmiştir. Yaşamınızdaki birçok olay, özellikle aksilikler, girdiğiniz patika yollar, çıkmazlar, geri dönüşler hep kendini bilmeye doğrudur. Zamanla olayların dilini çözeceksiniz ve Çalışma, Yol, kendini bilme, ne derseniz deyin, onunla konuşmaya da başlayacaksınız. Bu ilişki keyif verecek, güvenle ilerleyeceksiniz.

Kendini bilme insanın günümüzdeki durumunu başka bir açıdan görmekle başlar. Kendini bilmek için olanı görüp farklı düşünmelisiniz. Günümüz insanı kendisini şuurlu sandığı bir şuursuzluk içindedir, bir uykudan uyanıp başka bir uykuya dalmaktadır. Mekanik, otomatik bir yaşam içinde gerçekte bir şey yapamadan, iradesiz ve anlayışsız olarak ilerliyoruz. İnsan dışsal etkilerle yönetilmektedir. Birçok davranış kalıbımız var, birçok yanıtımız ezberedir. Düşünmeden eyliyor, dış durum değiştiğinde bile benzer davranıp gülünç durumlara düşebiliyoruz. Herkesin kafasında kalıpların çerçevesini oluşturduğu bir senaryo var, sizinle karşılaştığında kendi senaryosundaki sizle konuşuyor. Yaşam bu yüzden giderek karmaşıklaşıyor.

Değişmek, uyanmak, bilinçlenmek istiyorsanız çok çaba göstermeniz gerekecek. Tek başına mekaniklikten çıkabilirsiniz, ama bu kısa sürer. Kendini bilme çalışmaları bir grupla yapılırsa birey daha güçlü olur ve daha kolay ilerleyebilir. Çalışma arkadaşlarınız her uykuya dalışınızda sizin elinizden tutacaktır. Çalışma esnasında öyle huylarınızı fark edeceksiniz ki onları kabul etmekte zorlanacaksınız. Birçok kişi kendi gölgesine bakma cesareti gösteremez. Psikolojik çabanız, irade gücünüz, arkadaş desteğiyle kendini bilmeye başlayabilirsiniz.

İnsan mekanik, bilinçsiz ve gölgedeki bu halinden kaçıp kurtulmalıdır. Kendini bilme daha önce mekanikliği kırmış, bilinçli, bilge kişilerden öğrenilir. Bilen öğretmen olur ve bilmek isteyenlerden sorumludur. Bilgeler fazlalıklarından kurtulmayı başarmış kişilerdir. Şems Mevlana'ya bütün fazlalıklarını attırmıştır, kitaplar gibi somut nesnelerden başlayıp gündüz vakti meyhaneden içki aldırıp "hocalık" ününe kadar her şeyi kapsayan bir terk ediştir bu. İçinde mekaniklik, durgunluk olan her şeyden kurtulmak gerekir.

İnsan kendini bilmek için bağımlılıklarını çalışmalıdır. İnsan bağımlılıklarını bilir, ama hepsini değil. Belki yemek, içmek üzerine bağımlılıklarını görmektedir; oysa maddeyi aşan daha gizli bağımlılıkları vardır. İnsanın en çok farkında olmadığı bağımlılıkları acılarıdır. Acılarımız en derin bağımlılıklarımızdır, onları çoğu kez tartışmaya bile açmayız.

İnsan olarak acılarımıza ne denli bağlı olduğumuzun farkında değiliz. İçimizdeki birçok benlik acıdan beslenir. Acıyı bir yanımız bırakmak istese de öbür yanımız tutar. Kendini bilmek üzerine çalışabilmemiz acı engelini aşmakla olur. Bu gücü güçlü bir çalışma beni zamanla başarabilir. Çalışma beni oluşması için insana "şok"lar gereklidir. Bağımlılıklar şoklarla aşılabilir.

İnsanı uyutan, mekanik yapan güçlerin niteliğini bilmek insana güç verir, şoklardan bir bölümü bu tür bilgilerdir. Dünya etkilerini alan duyularımızın ötesine geçmemiz, haz ve acı kutupları arasında gezmekten kurtulmamız gerek. Bedensel, duygusal, zihinsel çabalarımızı bir araya getirip Dünya'ya ölmeliyiz. Ölmeden önce ölmek düşüncesi tasavvufta sıkça dile getirilir. Yeni bir bakış açısına, yeni bir gerçekliğe doğmamız için eski gerçekliğimizde ölmemiz gerekir. Dünya yanılsamasını aşmanın, mekanikliği kırmanın yolu bedenin isteklerini yönetmekten, duyguları gözlemekten, zihinsel akıldan kurtulmaktan geçer.

Kendini bilmek için uyanış bilgilerini, çeşitli yolları bilmeniz gerekir. Uyanış bilgileri kadim bilgelikten gelir. İnsanın uykuda oluşu, birçok benlikten oluşması, gölge yanlarıyla yüzleşmesi başlangıç bilgileridir. İnsan bir makineyse hiçbir makinenin kendisini bilemeyeceğini kolayca düşünebilirsiniz. İnsan, makine oluşunu anlama çabası göstermelidir. Bunun en iyi yolu bir bilene sormaktır.

10 Aralık 2020 Perşembe

HAZİNE

Elimizde bir hazine var, onun adı negatif, olumsuz olan. Her olumsuz bir olumluyu gizler. O zaman bunun üzerinde yoğunlaşalım. Örneğin “ikili olmak” bunun olumsuz birçok anlamı var. İkili oynama, çelişkiye düşme, dualite sınavları vb. Toplu ulaşım araçlarında saatlerce otururuz, kimi surat asar, kimi uyur. Orada herkesin duyacağı sesler çıkarmak ayıptır. Herkes yüksek sesle telefonla konuşana kızar. Ama bir grup genç çalgılarını çıkarıp neşeli bir türkü söylediğinde insanlar onlara eşlik etmeye başlar. Yaşamımızda cesur adımları atmayı başarmalıyız, kuralların baskıladığı birçok güzelliği ancak böyle keşfedebiliriz. Tanrısallığı ayrı, özel bir zamanda düşünmek de bir kural ama dünyasal işlerin tam ortasında tanrısallığı, manevi duruşumuzu, vicdanımızı çalıştırabiliriz. O zaman ne kadar çok tersliği, belayı def ederiz anlatılmaz. İki işi aynı anda yaparak birçok işi aynı anda yaparak gitmek Yol’da gitmektir.

15 Eylül 2020 Salı

DERDİNİZ SİZSİNİZ

Gönül kardeşinin elini nefs kardeşi tutmalı. Gönlünüz de nefsinize elini uzatıp onu yanına çekmeli ya da hiç beklenmedik bir şey olmalı, ölmeden önce ölüp bu dünyada hakikate doğmalı. Bu dünyada hakikate doğunca, eşyanın perdesini kaldırınca ölüm kapısından geçtiğiniz gün şenliğiniz olur. Düğün ve cenaze yer değiştirir. Yeryüzünün ölü damadı yerine gökyüzünün gelini olursunuz. Derler ki tanrısal diyarlardan kopup gelen özümüz bedenle birleşince gönül ve nefs ortaya çıkar. Gönül ruh güneşine bakar, nefs yeryüzüne. Gönlün derdi özün özlemi, nefsin derdi ölüm korkusudur ve bil ki herkes derdinin seviyesindedir. Hangi seviyede olduğunuzu görmek istiyorsanız derdinize, uğraşınıza, uğraştıklarınıza bakın. Kimi eleştiriyorsanız gece gündüz kimin peşine düştüyseniz siz o’sunuz. Tasavvuf ehli dert olarak aşkı seçmişlerdi, Yaradan aşkını, onların derdi gizemli bir aşktı. Şimdi bir bakın bakalım kendinize siz neyin peşine düştünüz. Dert edindiklerinize, vakit ve enerji verdiklerinize bakın bakalım, o düşman diye bellediğiniz, arkasından atıp tuttuğunuz büyüklü küçüklü diktatörlere, hanenizdeki, yakınlarınızdaki, işyerinizdeki, medyada boy gösteren bütün despotlara bir bakın onlarda olan sizde ne kadar var görün, ancak kendinizde gördükçe ilerleyebilirsiniz. Dışarıda olumluya içeride olumsuza bakılır. Yeryüzünün kötü, yanlış, acı durumuna bakıp iyiyi, doğruyu, sevinci aramalıyız ve özümüze, içimize baktığımızda gölgelerimizi görmeliyiz. Bedenin dışında, kendisi de dahil, sonlu ve geçici olanın gerçek bir hedefi yoktur; ama özümüze açılan gönül kapımızın hedefi sonsuzluk ve özgürlüktür. İnsan nefsinin gücünü gönlünün hedefine yakıt yapar yapar, onlarla dönüşür, sonra ölür ve yuvaya doğar.     


14 Temmuz 2020 Salı

-neyim neredeyim-


hangisiyim neyim şimdi
kimlikte sıra numarası
adımı oluşturan harfler mi
sayılarla doğmuşum doğru
elbet var onların taşıdığı bir bilgi
elbet bana düşen harflerin bir işi
belki kendimi bilmem için
bana gereken birkaç soru

hedefim ne ben neredeyim
birdeyim en önce şimdi ikideyim
aşağıların aşağısında paramparçayım
bir erildeyim bir dişildeyim
yerini göğünü birleştirememiş bir kişideyim
yeryüzünde üç boyuttayım
ateş hava su ve toprak
dört duvar içindeyim
sonra beşteyim beş duyuda
altıncının yedincinin peşindeyim

hedefim ne ben neredeyim
a'dayım b'deyim c'deyim
aslında sayı olarak görünen neyse
harfler de oymuş işin keşfindeyim
her şeyim her şeyin titreşimindeyim
kendi kendime bir perdeyim
bir yanım yıldızdan ışıktan
bir yanım yeryüzünden balçıktan
iki denizin birleştiği yerdeyim

İNSANIN HARCI

Uzun yolu seçmek zorunda değiliz: dur, gözle, fark et, yüzleş ve dönüştür. İnsan durup kendini gözlemleyince yanlış yanlarını görür ve onlar...