Uzun yolu seçmek zorunda değiliz: dur, gözle, fark et, yüzleş ve dönüştür. İnsan durup kendini gözlemleyince yanlış yanlarını görür ve onlarla yüzleşmek istemez. Bilgisi azdır, kullandığı sözcükler, kavramlar dardır. Beden onun için kendisidir, bir özü olduğunun farkında değildir. O özün bir evrensel güç çorbası içinde kaynadığını bilmez. İnsan bedeniyle özü arasında dört elementin karışımıyla gelgit içinde var olduğunu bilmez. Kadim bilgeliğin ateş, hava, su ve toprak dediği dört evrensel gücün işlerini anlamaya girişmez. Dört elementin bir ucuna, olumsuzuna yuvarlanır; ateşle öfkelenir, havayla olmadık hayaller içinde oyalanır, suyla duygu batağında çırpınır, toprakla bağımlılıklara düşer. Kendine kör, gerçeğine yabancı, mutsuz, acılı bir kaderi seçer.
İnsanın harcı dört temel evrensel güçten oluşur.
İnsan kozmolojik bir tanımla bedensel, duygusal ve zihinsel
olarak dört elementin üçlü bir karılışıdır. Her üç aşamamızda bir element öne
çıkar, bedende su, duyguda hava, zihinselde ateş olabilirsiniz. Adınız, doğum
tarihiniz, burcunuz rastlantı değildir. Yaşam sistem içinde sistem olarak
yapılanmıştır. İnsan da bundan nasibini almıştır.
Alfabenin dört elementle karılmış harcımız olduğunu kimseye
söylemeyin, aramızda kalsın. Maddesel ve ruhsal birçok düzlemde dört tip enerji
işler. Ne tür bir yazı kaleme alınırsa alınsın bilim insanları da kadim
bilgelik de aynı güçlerden söz eder. Her harfin bir gizemi var, üstelik bu
durum doğrudan seninle ilgili.
Çok büyük bir yaratım içinde ilerliyoruz.