Kim bağırır, diye düşündüm. Kuyuda kalan sesini duyurmak
ister. Boyut olarak diplerde olanın çırpınışıdır bağırtı. Can yukarıya çıkmak
ister aşağıdan. Belli bir boyut yüksekliğinde olan için yasayla aynı
düzlemdeyken bağırmaya da gerek yoktur.
Telefonun karşısındaki sesimizi duymayınca bağırırız. Farklı
yerde olmak köklü bir ayrılık teması olmuş. Fiziksel dediğimiz kaba frekans
havayı kullanır, karşı tarafa ulaşır. Fiziksel bir organik yapıya değer. O
değer elektrik akımı olarak sinir ağında değerlendirilir. Dokunmanın bir
biçimidir, ses ve onun yükseltilmiş durumu.
Duygular düşüncelerin bedene değmesiyle oluşur. Bu da
fiziksel olmayanın fiziksel olana bir dokunuşudur. İnsan bedeni bu ince
enerjilere belli tepkiler verir. Zihin beden etkileşimi varlığın gelişimini
belirler. İnsan canı ya da varlığı bedenin gücünü duygu yönetimiyle kendisine
kazandırır. Doğru düşüncelerle hareket eden insan doğru eylemler yapar.
Doğruluk evrensel yasalara uygunluktan başka bir şey değildir.
Kötü bir söz canımıza dokunur. O da yükseltilmiştir ve bir
değer, bilgi, içerik taşır. Fiziksel olmayan dokunuş içerir. İnce araçlarla
ince dokunuşlar farklı bir ortamdır. Araçlar değişir yasa, kural aynı kalır.
Dokunuşlar çeşit çeşit. Somutun somuta, soyutun somuta ve
soyutun soyuta dokunuşlar vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder